top of page
Search

Küçük Kızın Hikayeleri 2 (Türkçe)

Saçlarında rüzgarla vahşice koşuyor, ayaklarının altındaki capcanlı çimleri hissediyordu. Yumuşak ve aynı zamanda güçlü dokuları vardı. Yine derin düşüncelere dalmıştı. Çoğu zaman küçük şeyleri izleyip onları hayat ile ilgili sorulara dönüştürmeyi ve dersler çıkarmayı severdi.

Veda etmekte olan kıştan kalma hafif bir rüzgarın estiği, güneşli ve keyifli bir gündü. Çokta sevmediği soğuklar kemiklerine işlemeyi bırakmış, kalbi ve bedeni ısınmaya başlamıştı. ‘Mevsimler’ diye fısıldadı yüzünde parlak bir gülümseme ile. ‘Doğanın mevsimleri olduğu gibi bizde kendi mevsimlerimizi yaşıyoruz ve her bir mevsim onu takip edecek olan için gerekli’.

Yürümeye devam ederek uçurumun kenarına yaklaştı. Pek çok kişi bunun tehlikeli olduğunu düşünürdü ama o karşısındaki görüntü ile her seferinde kendini kaybeder, hepsini içine çekebilmek için yaklaşabildiği kadar yakına gelirdi. Tam o anda görüntüsünü yapıca büyük, ormanın en derin kahverengisine sahip kanatları olan bir kelebek kapladı. Biraz daha dikkat edince kanatlarındaki parlak turuncu benekleri görebilirdiniz ve bu renk uyumuna şaşkınlıkla bakakaldı, ne kadar özenle yapılmış, artistik bir görüntüsü vardı! O anda kendi düşüncelerini yakalayarak gülmeye başladı.

Düşünceler… Son zamanlarda çok daha arkadaş canlısı olmuş, daha tanıdık, hatta bunu söylemeye cüret ederse ‘sakinleşmişlerdi’. Bir dakika, sen şimdi bana bu koca, ateşli kalbin dinginleşebildiğini mi söylüyorsun? Bu ne cüret!?

‘Sanırım yol böyle dostlar’…

Artık görüntüsünün dışına çıkmış ama orda olduğunu çok iyi bildiği kelebek ile konuşmaya devam ediyordu. Kelebek hep ordaydı, izler ve dinlerdi, bundan emindi. Sonuçta bir kez var olan şey asla yok olmazdı değil mi? Her şey olması gerektiği gibi harmoni içinde varolmaya devam ederdi. Duyar ve bilirdi.

Bir zamanlar ki en büyük korkusu ile nasıl arkadaş olmaya başladığını düşündü ardından… Çok açıktı ki insanoğlu korkularını güce çevirebilirdi. Mesele yalnızca görmek, kabul etmek ve unutmaya çalışmaktan çıkmış, onu yeni bir yeti olarak cebine eklemeye gelmişti.

Nasıl mı?

Yüzleşerek. Kaçmadan içine dalarak, hissederek ve onun içinde seni bekleyen hazineyi bularak.

Bir zamanlar okunarak hatırlanan bilgi yüzeye çıkıyor, bilincin içinde eriyerek bilgeliğe dönüşüyordu şimdide… ‘İlk kez değil’ dedi. ‘Ve kesinlikle son da değil!’ Şimdi tekrar kahkaha atmaya başlamıştı. Edindiği her bir tecrübenin ardından ne kadar az bildiğini veya hatırladığını farkediyordu.

‘Daha yeni başlıyoruz sevgili kelebek. Öğrenecek, tecrübe edilecek çok şey var. Belki düşeriz(!), sonra yeniden kalkarız, bağlantıya geçeriz ama her ne olursa olsun hayatı yaşadığımızdan emin oluruz. Bu serüvenin hakkını verelim!’.


BU MACERAYA ORTAK OLDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER <3


Hikaye meraklı küçük kıza ve her daim onun yanında olan, dinleyen, koruyan ve yol gösteren kelebeğe ithaf edilmiştir.


Mevsimlere,


Vazgeçmeyen cesur kalplere,


Ve sana sevgili okuyucu.


Zihinlerimizde lezzetli düşüncelerle çimlerin üstünde yalınayak koşmaya devam edelim.


Sevgiler,


Aslıhan Konez

 
 
 

コメント


Soulful

My blog

Get my daily articles and announcements

Thanks for submitting!

Send an email

tanamovement11@gmail.com

  • Instagram

Follow @tanamovement

on Instagram

© 2025 TANA MOVEMENT

bottom of page